ÇALIŞMA EKONOMİSİ Ünite 7 özet
![]() |
| ÇALIŞMA EKONOMİSİ Ünite 7 özet |
Sendikal Hareketin Ekonomik Etkileri
ILO’nun tanımına göre sendikaların ekonomik fonksiyon,
demokratik temsil fonksiyonu ve sosyal fonksiyon olmak
üzere üç fonksiyonu vardır. İşçi sendikaları gelir
adaletsizliklerini hafifletmeye, üyelerinin ücretlerini
yükseltmeye ve çalışma koşullarını iyileştirmeye
çalışırken üyelerinin çıkarlarını demokratik yollarla temsil
ederler. Sendikaların toplu pazarlık süreci ile gelişen
demokratik temsil fonksiyonu emek-sermaye arasındaki
mücadele ve uzlaşmayı temsil eder.
Hyman’a göre yatay ve düşey olmak üzere iki tip örgütsel
yapı vardır. Yatay yapılar işgücü piyasasına göre, düşey
yapılar sektör ve işverenlere göre bir araya gelir.
Marksist analiz sendikanın gücünü üye sayısıyla ifade
eder. Toplu sözleşmenin varlığı ve bu sistemin düzgün
işlerliği ve bu sistemin işçi sınıfının politik ve ekonomik
etkisinin kurucusu olması temel varsayımlarıdır. Eldeki
istatistiklere göre tüm dünyada sendikalaşma günden güne
azalırken toplu sözleşme etkinliğini muhafaza etmektedir.
Sendikaların etkilerini açıklamak için tekel yaklaşımı ve
kolektif ses-kurumsal tepki yaklaşımı olmak üzere iki
temel yaklaşım söz konusudur.
Sendikaların Güç ve Etkinlik Kaybı
1970’lerle beraber ekonomik liberalleşme, bilişim ve
iletişimdeki gelişmelerle üretimin küreselleşmesi ve
piyasaların bütünleşmesi gibi gelişmeler tüm dünya
insanlarında önemli etkiler yaratmıştır.
Üretimin küreselleşmesi emeğin serbest dolaşımını
destekleyememiştir. Özellikle niteliksiz işgücü için çok
daha büyük adaletsizlikler ortaya çıkmış, taşeron işçiliğin
piyasadaki payı yıldan yıla artmış, bu nedenle neoliberal
ideolojik yapı sorgulanır hale gelmiştir.
Niteliksiz işgücü piyasanın % 90’ına ulaşmasına rağmen
sağlık, bilişim gibi nitelikli işgücü piyasaları da
küreselleşmektedir. Nitelikli işgücü dolaşımı sınırlı olsa da
pek çok işgücü kolu mobildir. Nitelikli işgücünün payı
gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha
düşüktür. Niteliksiz iş imkânlarının nitelikli iş
imkânlarına göre çok fazla olması, piyasaya yeni
girenlerin sermayelerinin küçüklüğü ve kazanç kaybı gibi
nedenlerle denge emek aleyhinde bozulmaktadır.
Kadının görünmez/karşılıksız emek olarak sunduğu bakım
emeği rekabetçi piyasaların baskılarına erkek emeği kadar
maruz kalmamaktadır. Fakat kadınlar gün geçtikçe artan
oranlarda karşılıksız ve güvencesiz olan bakım emeği
şeklinde istihdam edilmektedirler. Uluslararası kapitalizm,
kadınların doğal eğilim ve yeteneklerinin birer uzantısı
olarak bakım ve hizmetler sektöründe istihdam edilmesini
uygun görerek bu alanlarda maliyeti düşürmeyi
amaçlamakta ve cinsiyete dayalı bir işbölümü
tanımlamaktadır.
Küreselleşme ulusal devletlerin özerkliğine ve endüstriyel
ilişkiler sistemine yeni sınırlamalar getirmiştir. Yapısalcı
ve Marksist iktisatçılara göre bu sınırlamalar; çalışanları
koruyucu yasaların arındırılması, sosyal refahın yerini
çalışma/istihdam refahına bırakması, sendikaların gücünü
kaybetmesi, işletme yönetiminin ağırlığının artması, ulusdevletin
müdahalesinin minimize edilmesi ve neoliberal
politikaların üstünlük kazanması şeklinde vuku bulmuştur.
Toplu Pazarlık, Modeller ve Stratejiler
İşveren ve çalışanların temsilcileri arasındaki pazarlık
toplu pazarlıktır. Amaç bir toplu sözleşme oluşturmaktır.
Toplu sözleşme ücret, çalışma koşulları ve işçi ve
işverenin karşılıklı hak ve sorumluluklarını içerir.
Toplu sözleşmelerle hem işveren işçilerle ayrı ayrı
muhatap olmaz, hem de işçiler pazarlık gücü kazanır.
Fakat artan rekabet ve gelişen teknolojiyle beraber işgücü
ve istihdam ilişkileri esnekleşmekte ve sendikasız işyerleri
tercih edilerek sözleşmeler işyeri düzeyine
kaydırılmaktadır.
yönetim taşeron işçi çalıştırma ve işten çıkarmalarla grev
kırarak karşı zorlama yöntemine geçer.
Uzun süreli grevler sendikaların fonlarını azaltacağı için
sendikaların daha sonrasındaki pazarlık gücünü zayıflatır.
Sendika hizmetleri talebi; sendika hizmetleri fiyatı,
sendika üyeliğinin net faydası, işçilerin gelirleri ve
işçilerin tercihlerine bağlı olarak bir fonksiyon ile
açıklanır.
Anlaşmazlıklar sendika yönetiminin üyelerinin gözünde
güçlenmesini sağlar. Ayrıca işçilere işveren tarafından ek
olanakların sağlanmasının önünü açar. Ancak greve
gidilmesi halinde sendikanın üyelerini kaybetme riski söz
konusudur.
Anlaşmalar işveren açısından çözümün bulunmuş olması
açısından olumlu fayda sağlar. Fakat bir sonraki pazarlıkta
elini zayıflatır. Ayrıca sendikalı olmayan işçilerin
sendikaya üye olma riskini ortaya çıkarır.
Anlaşmalar işçilerin beklentileri altında kaldıysa üyelerin
sendikaya olan güveni sarsılır. Buna ek olarak işverenin
sendika üzerinde baskısı artabilir. Buna ek olarak işveren
önerdiği koşullar yönünde yapılan bir anlaşma üyelerin
mevcut sendikayı bırakıp rakip sendikalara yönelmesine
neden olur.

Hiç yorum yok :
Yorum Gönder